Göçeköy Nire Gökçeada Nire;Dr. Hatice Kandemir Babutcu’dan bir “Gökçeköy” Hikayesi

TRABZON; Şalpazarı İlçe Aile Hekimliğinde görevli Dr. Hatice Kandemir Babutcu Trabzon’da 2009 yılında ilk olarak uygulamaya başlanan Aile hekimli başladığı dönem olan Trabzon Akçaabat’lı Doktor Hatice Babutçu 2009 yılında geldiği Şalpazarı Aile hekimliğine ardan geçen 11 yıldır mesleğini severek hastalarına şifa ve huzur dağıtmaya devam ediyor. Trabzon Şalpazarı’nda 2009 yılından 2020 yılına kadar ara vermeden görev yapan Dr. Hatice Kandemir Babutcu’dan bir “Gökçeköy” hikayesini siz değerli okuyucuları için kaleme aldı.

Göçeköy Nire Gökçeada Nire;Dr. Hatice Kandemir Babutcu’dan bir “Gökçeköy” Hikayesi
Mustafa ÖZCAN
Mustafa ÖZCAN
12 Mart 2020 Perşembe 07:19

TRABZON; Şalpazarı İlçe Aile Hekimliğinde görevli Dr. Hatice Kandemir Babutcu Trabzon’da 2009 yılında ilk olarak uygulamaya başlanan Aile hekimli başladığı dönem olan Trabzon Akçaabat’lı Doktor Hatice Babutçu 2009 yılında geldiği Şalpazarı Aile hekimliğine ardan geçen 11 yıldır mesleğini severek hastalarına şifa ve huzur dağıtmaya devam ediyor. Trabzon Şalpazarı’nda 2009 yılından 2020 yılına kadar ara vermeden görev yapan Dr. Hatice Kandemir Babutcu’dan bir “Gökçeköy” hikayesini siz değerli okuyucuları için kaleme aldı.

Gökçeada’yı bilirsiniz.Türkiye’nin en büyük adasıdır.Ege Denizi’nin kuzeyinde 91 km kıyı şeridine sahiptir.Son yıllarda Sakin şehir (Cittaslow) olarak seçilmiştir.Dünyanın suları bakımından en bol 4.adasıdır.Tuz gölü dahi bulunmaktadır.Yani “Gökçe” bir adadır.İmroz olmaktan Gökçeada’ya dönüşmesinde zorlu hikayeleri vardır.Biri, adaya iskan köylerinin kurulmasıdır.1974’de sık sık sel baskınları olan Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı Şahinkaya köyünden 61 aile 1400 km uzaklıktaki adanın en büyük Rum köyü olan Dereköy’e yerleştirildi.Rivayet odur ki, Şalpazarı’nın yüksek,geçim kaynakları kısıtlı,heyelanı bol,ulaşımı zor köyünden temsili bir heyet de bu adaya keşif için gönderilmiş.Kaçar gibi derhal geri gelmişler.Köylülerine,adayı:
“Yeşili sarı,toprağı beyaz,insanı serbest dolaşan mahkum , Rum,ezanı çan,denizun ortasinda,ya çıka,ya bata bi taka…”şeklinde tarif etmişler ve göç etmeyi kabul etmemişler.Fakat 1800 ‘lü yıllardan beri Gökçeköy olarak bilinen köylerinin adının ilk iki hecesini adaya armağan etmişler ve antik çağlardan beri İmroz olan adanın adı Gökçeada olmuş.

Karadeniz dağlarında,yaylaların yamacında,ada olmasa da “Gökçe”olan bu köye her gittiğimde temsili heyetin,adayı tanımlayan sözleri aklıma gelir.Yüzümde beliren tebessümün yanında içimde onlar adına pişmanlık olur.Sıfır rakımda bereketli topraklarda yaşamak varken rakımı 1600 metre ,arazisinin eğimi 45 dereceden fazla, hayatın çetin olduğu bu yerin tercih edilmiş olmasını,bir tepede oturup,serin rüzgarını hissederken,önümde deniz gibi duran bulutlarını izlerken ve insanlarının hoş sohbetlerini dinlerken çok iyi anlayabiliyorum aslında.İnsan ve toprak bu kadar yakışır birbirine…Varsın orası Gökçeada olsun.Ama burası her daim Gökçeköy olarak kalsın.


Dr.Hatice Kandemir Babutcu
Şalpazarı/2020

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.