Trabzon Şalpazarı İlçesi Tarihi ve Coğrafi Konumu

Trabzon Şalpazarı İlçesi Tarihi ve Coğrafi Konumu
Mustafa ÖZCAN
Mustafa ÖZCAN
04 Eylül 2020 Cuma 22:03

Serenderler ile ilgili yaptığım bir Yüksek Lisans tezi için Trabzon ili Şalpazarı ilçemizin kısa bir tarih araştırmasını da yapmıştım.

Şalpazarı tarihi bölümünü sizlerle paylaşmak istedim.

Şalpazarı’nın Coğrafi Konumu

Doğu Karadeniz’de yer alan Trabzon 4664 km² yüz ölçümüne sahiptir. Trabzon’un kuzeyde Karadeniz’e kıyısı bulunmaktadır ve doğuda Rize, güneyde Bayburt ve Gümüşhane, batıda Giresun illeri ile sınırları bulunmaktadır.[1]

Trabzon İlkçağda Trapezus veya Trapeza denilmiştir. Batılılar Trapezunde, Trabizonde, bazı Müslüman yazarlar Atrabezuni şeklinde Trabzon’u anmışlardır.[2] Şalpazarı ise Ağasar vadisine kurulmuş bir ilçedir. 138 km² yüz ölçümüne sahiptir. Şalpazarı’nın kuzeyde Beşikdüzü, güneyde Kürtün, doğuda Tonya, batıda Giresun’a bağlı olan Eynesil ve Görele ilçelerine sınırı bulunmaktadır.[3]

Şalpazarı’nın Tarihçesi

Şalpazarı’nda ilk yerleşimin ne zaman olduğu bir muammadır ve araştırılmaya muhtaçtır. Bölgedeki ilk yerleşime dair herhangi bir iz de bulunmamaktadır. M.Ö. 400’de bölgeden geçen Ksenefon’un verdiği bilgilere göre Şalpazarı’nın bulunduğu Ağasar vadisini ilgilendiren bölgede yerel halklardan Driller ve Mossinoikler yaşamaktadır. Kaynaklar 13. yy’larda Oğuzların Üçoklar kolundan Çepnilerin bölgeye gelmesiyle beraber Ağasar vadisi ile ilgili sessizliğini bozmaktadır. Latin istilasından sonra Trabzon’a gelen Komnenos hanedanı burada bir devlet kurmuştur. İlerleyen paragraflarda da bahsedeceğimiz üzere Çepniler bölgede bu devlet ile mücadele etmiştir ve Şalpazarı 1397 yılına dek yapılan savaşlar ve akınlar ile beraber Türklerin eline geçmiştir.[4]

Trabzon iline bağlı Şalpazarı ilçesinde günümüzde Oğuzlar’ın Üçoklar kolundan Gök Han’ın soyundan gelen Çepni Boyu’na mensup Türkler yaşamaktadır. Bu bölümün devamında Şalpazarı’nda Çepniler hakkında bahsedilecektir. Ancak Şalpazarı’nın tarihini Karadeniz’den ve ayrıca Anadolu coğrafyasından bağımsız bir şekilde ele almak doğru olmayacaktır.

Bazı kaynaklarda Türk kavimlerinden biri olduğu söylenen[5] Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan Kimmerler, İskitlerin baskısıyla[6] M.Ö. 675 yılında [7] Doğu Karadeniz Bölgesine ve Trabzon’a yerleşmişlerdir.[8] Ardından yine İskitler M.Ö. 654’de[9] Kimmerlerin ardından gelerek Kafkasya üzerinden Anadolu’ya ve Doğu Karadeniz’e girmişler ve buralarda ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır.[10] Türkler ile aynı coğrafyalarda yaşayan İskitler hayvanlar ile çekilebilen dört yada altı tekerlekli arabaların üzerine kurulmuş keçe çadırlarda yaşamışlardır. İskitler tıpkı Hun Türkleri gibi kımız içmişler, sütü kurutarak ‘kurut’ yapmışlar, ata binmişlerdir.[11]

Kimmerlere ait Zaparojye’de yer alan Balki köyünde bir kurgan bulunmuştur. Dikdörtgen plandaki bu mezarın etrafı ağaç kütükler ile çevrilmiştir.[12]Göçer hayata iyice entegre olan İskitler evlerini de atlı arabalar ile taşımışlardır. Böylece hayvanlarıyla birlikte yazlak ve kışlaklara gitmişler, çeşitli coğrafyalarda hayatlarını atlı arabalarının üzerine yaptıkları taşınır evlerde geçirmişlerdir. Bu evler dört ya da altı tekerlekli arabaların üzerine ahşap çatkı ile yapılmaktadır. Ahşap çatkıların keçe, keten ya da kenevirden dokudukları kumaşı örtmüşlerdir.[13]

İskitlerin Doğu Karadeniz’deki hakimiyetine M.Ö.606’da Medler son vermiştir ve onların hakimiyetine de M.Ö. 547’de Persler son vermiştir. Karadeniz’e ticaret amacıyla gelen Medlerin ve Perslerin hakimiyetleri pek uzun sürmemiştir. [14]

M.Ö. 400’de Doğu Karadeniz’de yaşayan topluluk ve isimleriyle ilgili bilgilere; M.Ö. 431-354 yılları arasında yaşamış asker, tarihçi ve filozof Ksenepon’un yazdığı Cyrus ile çıktığı seferi anlattığı Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) adlı eserinde rastlamaktadır. Driller, Kohlar, Makronlar, Mossinoikler, Tibarenler bu kavimlerden birkaçıdır.[15]

Konumuz itibarıyla Mossinoikler daha fazla önem arz etmektedir. Çünkü Anabasis adlı esere göre Mossinoikler taşlar üzerine yapılan birbiri üzerine dizilmiş ahşaplardan yapılmış evlerde yaşamaktadırlar. Yunan askerleri Trabzon’a ulaştıktan sonra Giresun’a doğru ilerlemişler ve burada Mossinoiklere rastlamışlardır.[16] Mossinoik, tahta evlerde yaşayanlar anlamına gelmektedir.[17] Ksenepon eserinde Mossinoiklerin evlerinin ahşap evlerde kaldıklarını ve evlerinin üst katında gıda ambarları bulunduğunu yazmıştır. Eserde verilen bilgilere göre Giresun dolaylarında Mossinoiklerhakim konumdadır. Yunanlılar Giresun’dan Ordu’ya doğru ilerlediklerinde Tibarenler’e rastlamışlardır. Ksenephon, Tibarenler’in ülkesinin oldukça düz olduğunu ve hisarlarının sahile kadar uzandığını söylemektedir. [18]

Ksenephon, Doğu Karadeniz’de ve Trabzon’da yaşayan toplulukların isimleriyle ilgili oldukça zengin bilgiler vermektedir. Yunan ordu birliği Doğu Anadolu üzerinden Karadeniz’e doğru ilerlerken Karadeniz’in yüksek dağlarında Makronlara, Trabzon’un dağ sınırına ulaştıklarında Kolhislere rastlamışlardır.[19] Trabzon’a gelen Yunan birliğinin Trabzon sahili ile Kolhislerin arasındaki daha alçak dağlarda yaşayan ve savaşçı bir halk olduğu belirtilen Driller ile savaşmışladır.[20] Çeşitli kaynaklarda Karadeniz’de yaşayan bu halkların Yunan olmadıkları,[21] Kafkasya’dan Trabzon’a ve Doğu Karadeniz’e geldikleri belirtilmektedir.[22]

Sürekli güç değişimi yaşayan Doğu Karadeniz’e M.Ö.334’de Makedonya Kralı Büyük İskender hakim olmuştur. M.Ö.280’de ise Pers Satraplığı’ndan olan Pontos hanedanından I. Mithridates tarafından kurulan Pontus Devleti bölgeye hakim olmuştur.[23]M.Ö. 63 yılında Trabzon ve Doğu Karadeniz, Doğu Roma İmparatorluğunun hakimiyetine girmiştir. M.Ö.395’de Trabzon’da Bizans hakimiyeti başlamış ve daha sonra M.S.1204’de İstanbul’dan kaçan Bizanslı Komnenos hanedanı Gürcistan kralının desteği ile M.S. 1206’da Trabzon’u ele geçirip[24] Komnen Krallığı kurmuşlardır.[25] Türklerin Doğu Karadeniz’e gelişi hala kesilmemiştir. Bizanslılar M.S. 530’da bozguna uğrattıkları Bulgar Türklerini Trabzon’a yerleştirmişler, 12.yy’da 40 bin kişilik Kıpçak Türk’ü aile Doğu Karadeniz’e doğru gelmişlerdir. Artık 1057 yıllarından sonra Oğuz’un Çepni Boyu atalarının yaşadığı toprakları sonsuza dek Türkleştirmek üzere Doğu Karadeniz’e ve Trabzon’a gelmeye başlamışlardır.[26]

Çepni Türkleri 1280-1297 yıllarında Ordu Ünye’yi ele geçirmiştir. Komnenos Kralı II.Aleksios 1301 yılında Çepniler’in kuruduğu Bayramlu Beyliği’ni yenilgiye uğratmıştır. Buna göre Çepniler’in Ordu’yu ele geçirip Giresun’a doğru geldikleri görülmektedir. Bayram Bey’in oğlu Hacı Emir Bey 1357 yılında Komnenos Krallığı’nın elinde bulunan Maçka’yı yağmalamıştır. III.Aleksios bunun üzerine 1380 yılında Çepnilerin yoğun olarak yaşadığı günümüzde Gümüşhane’ye bağlı ilçe olan Kürtün üzerine sefere çıkmış, Çepnilerin çadırlarını yıkıp insanları katletmiştir. Hacı Emir Bey’in oğlu Süleyman Bey 1396 yılında Komnenos Krallığı’nın elinde bulunan Giresun Kalesi’ni fethederek Ordu ve Giresun dolaylarındaki hakimiyetini güçlendirmiştir. [27]

Çepniler, 1297’de Komnenos Krallığı’nın elinde bulunan Canik bölgesini ele geçirmiştir. Komnenos Krallığı Giresun önlerinde Çepniler’i 1301 yılında yense de savaşçı Oğuz akınlarını durduramamıştır. 1317’de Bayramlu Beyliği, Komnenos Krallığı’nın hayvan barınaklarını yağmalamış, 1319’da ise Sinop Çepnileri Trabzon’a gelip şehri ateşe vermişlerdir. [28]

Günümüzde Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde yer alan Süme Kalesini ele geçiren Çepniler 1313’dan sonra sık sık Maçka’ya akınlar düzenlemişlerdir. Süme Kalesinin Çepnilerin Alevi inanç önderi olan Güvenç Abdal liderliğinde alındığı muhtemeldir. Güvenç Abdal hala Şalpazarı’nda da çok saygı duyulan ve sevilen bir inanç önderidir. Güvenç Abdal’ın sancağı olduğu bilinen bir sancağın Şalpazarı’nın Geyikli mahallesinde Bayraktar sülalesinde olduğu bilinmektedir. Sık sık Maçka’ya akınlar yapan Çepniler muhtemelen bu tarihlerde Kadırga Yaylasından kuzeye inerek Şalpazarı başta olmak üzere Beşikdüzü, Vakfıkebir, Eynesil, Görele ve Çanakçı’yı fethederek bir Çepni beyliği olan Hacıemiroğulları Beyliği sınırlarına katmışlardır.[29]

Çepnilerin bu faaliyetlerinden anlaşılmaktadır ki Komnenos Krallığı adeta Trabzon kalesine hapsolmuşlardır. Çepniler Giresun’a ve Trabzon’un güney batı dağlarına hakim olmuşlardır. Trabzon, bilindiği üzere 1461 yılında Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine girmiştir.

Artık Çepni Türklerinin yaşadığı bir yurt olan Şalpazarı, 1809 yılına kadar Görele kazasına bağlı iken bu tarihte Vakfıkebir kazasına bağlanmıştır. 1968 yılında belediye teşkilatı kurulmuş, 1987 yılında Şalpazarı ilçe olmuştur.[30]

KAYNAKLAR

[1] Serkan Doğanay, Ulaşım Coğrafyası Açısından Bir Araştırma: Trabzon Limanı ve Hinterlandı, Pegem Akademi Yayınları,Ankara 2014, s.01

[2] Melek Öksüz, “Kuruluşundan 19. yy’a Kadar Trabzon Tarihine Kısa Bir Bakış”, Karadeniz Araştırmaları Dergisi, S.5, 2005, s.11

[3]Feridun Mustafa Emecen, a.g.e., s.27

[4] Feridun Mustafa Emecen, a.g.e., ss.34-41

[5]Fatih Şengül, “Homeros’a Göre Kimmer Kavim Adı Etimolojisi”, Karadeniz Araştırmaları Dergisi, C.5, S. 17, 2008, s.33-41

[6]Kadriye Tansuğ, a.g.m., s.536.

[7]Fatma Acun, a.g.m., s.21

[8] Osman Emir, a.g.m., s.44

[9]Fatma Acun, a.g.m., s.21

[10] Engin Eroğlu, “Kimmer ve İskitlerin Anadolu’daki Ticari Hayata Etkileri Üzerine Bir Yorum” Cappadocıa Journal of Hıstoryand Socıal Scıences, S.7, Ahlen, Germany 2006, s.42

[11] Abdülhaluk Çay, İlhami Durmuş, “İskitler”, Türkler Ansiklopedisi,Cilt:1, Ankara 2002, s.590

[12]Aziz Novruzlu, “Kimmer Kültürüne Bir Bakış”, Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:18, S.32, 2017, s.213

[13] Taner Tarhan, “Ön Asya Dünyasında İlk Türkler: Kimmerler ve İskitler”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt:1, Ankara 2002, s.607

[14] Ayhan Yüksel, “Doğu Karadeniz’de Rum Yerleşmesinin Niteliği: Ayanlar ile Rum Ahali Arasında Arazi ve Emlak Anlaşmazlığı Örneği”, Osmanlı Araştırmaları Dergisi, S.24, İstanbul 2004, s.366

[15]Ksenepon, a.g.e., s.4

[16]Ksenepon, a.g.e., ss.201-204

[17] Necati Demir, a.gm., s.2 ; Ksenepon, a.g.e., s.204

[18]Ksenepon, a.g.e., ss.208-210

[19]a.g.e., ss.181-185

[20]a.g.e., ss.195

[21] Kenan İnan, “Trabzon’un Osmanlılar Tarafından Fethi”, KTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.14, 2003, s.71

[22] Ayhan Yüksel, a.g.m., s.366

[23] Mehmet Okur, “Pontos Meselesinin Ortaya Çıkışı ve Karadeniz Bölgesi’ne Pontosçu Faaliyetler”, Karadeniz Araştırmaları Dergisi, S.14, 2007, s.2-3

[24] Melek Öksüz, “Kuruluşundan 19. yy.’a Kadar Trabzon Tarihine Kısa Bir Bakış”, Karadeniz Araştırmaları Dergisi, S.5,2005, ss.18-21

[25] Mehmet Okur, a.g.m., s.5

[26] Ayhan Yüksel, a.g.m., s.367

[27] Faruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler), Türk dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul,1999, ss.323-326

[28] Cemil Kutlu, Çayelinden Erzurum’a, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum,2016, ss.320-321

[29] Necati Demir, “Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinde Çepni Türkmenleri ile Güvenç Abdal Ocağı’nın Kuruluşu” Türk Kültürü ve Hacıbektaş Veli Araştırma Dergisi, S:63,2012, ss.89-90

[30] Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, http://www.trabzonkulturturizm.gov.tr/TR,57626/salpazari.html, (Erişim Tarihi:21.05.2017)

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.