Vakfıkebir CHP İlçe Başkanı Keskin’den AKP’ye Veryansın

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Vakfıkebir İlçe örgütü yönetim kurulu Mehmet Keskin başkanlığında toplanarak ilçe ve ülke gündemine dair önemli açıklamasında bulundu.

Vakfıkebir CHP İlçe Başkanı Keskin’den AKP’ye Veryansın
Mustafa ÖZCAN
Mustafa ÖZCAN
05 Kasım 2020 Perşembe 22:32

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Vakfıkebir İlçe örgütü yönetim kurulu Mehmet Keskin başkanlığında toplanarak ilçe ve ülke gündemine dair önemli açıklamasında bulundu. İlçe binasında basın açıklaması yapan Başkan Keskin, Vakfıkebir Trabzon’un sahipsiz, gariban bir ilçesi durumunda iken AKP iktidarında vah ülkem vah! Diyecek duruma geldik dedi.

Cumhuriyete Halk Partisi İlçe örgütü İlçe Başkanı Mehmet Keskin başkanlığında yaptığı basın açıklamasında ilçe ve ülke gündemine dair önemli açıklamalarda bulundular. Başkan Keskin, Öncelikle İzmir depreminde kaybettiğimiz canlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Bu vesileyle İstanbul depremini yeniden hatırlayıp, kanal inadını bırakıp bütün motivasyonumuzu buraya yönlendirmeliyiz dedi.

“18 AKP fakir halkını değil, yandaşı olan elektrik ve gaz şirketlerini korudu.”

Başkan Mehmet Keskin, “Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan COVİD-19 milyarlarca insana maske taktırırken AKP’nin maskesini düşürdü. AKP salgın sürecini aklın ve bilimin gerçeklerine göre yönetemedi. Bilim Kurulu “karar” değil “tavsiye” kurulu oldu. Çoğu tavsiyesi de yerine getirilmedi. Salgın ile ilgili alınan bütün tedbirler de geç kalındı. Her geç kalış ölü sayısını arttırdı. Bütün yurt dışı kapıları kapatılsa, şubat ayında ülke genelinde sokağa çıkma yasağı ilan edilse ve bu süre içinde yaygın taramalar yapılsa idi binlerce kişi ölmeyecekti. Bilim kurulu umreye kimseyi göndermeyin demişken, yirmi bin insanı umreye gönderip, üstelik bunlardan dönen on altı binini evlerine gönderip hastalığı ülkenin her yerine yayarak insanların ölümüne neden olanlar bunun hesabını vermeyecek mi? AKP iktidarı COVİD-19 salgını ile ortaya çıkan ekonomik krizin de yükünü emekçilere yükledi. Alınan tedbirler hep halktan para toplamak üzerine. Zenginler için paketler açıklandı. Krediler düşürülerek halk bankalara borçlandırıldı. Kredi dönemlerinde iki üç kat olan konut, otomobil fiyatlarına müdahale etmeyerek halk soyduruldu. Elektrik, gaz sayaçları okunmadan kabarık faturalar düzenlendi ama sayaç okuma ücreti alındı. AKP fakir halkını değil, yandaşı olan elektrik ve gaz şirketlerini korudu. Aklı başında olanlar “para basın ya da patronlardan ek vergi alın, esnafa, işini kaybedenlere yardım edin” dediler ama AKP halktan, kamu görevlilerinden zorla bağış topladı. CHP belediyelerinin halkımıza uzanan yardım eli engellenmeye çalışıldı. Ama bütün belediyelerimiz halkımızın yanında oldu, olmaya devam ediyor dedi.”

“AKP faiz lobilerine hizmet ediyor.”

Başkan Keskin, “AKP’nin 18. yılında ülkemizde artık ekonomik buhran dönemi yaşıyoruz. TUİK’İN açıkladığı işsiz sayısı 4,2 milyon, ama gerçek sayı 9,8 milyon. İlçemizde de 3500 dolayında işsiz var ve bunlar 18-25 yaş arasında ve çoğunluğu üniversite mezunu. Salgın döneminde ülkemizde işsiz sayısı 1 milyondan fazla arttı. İlçemizde salgın nedeniyle işini kaybeden onlarca kişi ailesini artık geçindiremiyor. İlçemizde çok sayıda gencimiz İBB’ de iş için bizden çare arıyor. Vatandaşlarımızın kredi kartı borcu 810,3 milyar TL oldu. 3,5 milyon kişi kredi borcunu ödeyemiyor. AKP faiz lobilerine hizmet ediyor. Son 8 ayda ödediğimiz faiz 728 milyar dolar. Günde 76 milyon dolar faiz ödüyoruz. Açlık sınırı 2 bin 447 lira 72 kuruş, yoksulluk sınırı ise 7 bin 973 lira 2 kuruş. 18 milyon insanımız açlık sınırının, 50 milyon insanımız da yoksulluk sınırının altında hayat mücadelesi veriyor. Yükselen döviz, vatandaşın alım gücünü yerle bir etti. Kısaca ekonomik tablo şudur: Bir yanda; yoksullukla boğuşan milyonlarca esnaf, işçi köylü, memur, emekli, Diğer yanda; avanta kredi, haksız destek, yandaşlıkla ihale, ahbap çavuşluk ilişkisi ile aldıklar dövize endeksli hazine garantisi ile yoksul halkın parasını emen yandaş asalaklar. Bu acı bir tablodur. Bal eyleyecek hali yoktur. İçinden çıkılamaz bu durumu karşısında halkın dini duygularını istismar ederek dinimiz bu acıları bal eylemeyi emreder diyen vicdansızlara sözümüz şudur: dinimiz; “biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” diyor dedi.”

“Kadına şiddet son 18 yılda yüzde 1400 arttı. Türkiye’de kadınlara yönelik cinsel taciz son 18 yılda yüzde 500 arttı.”

“Eğitim sistemi çöktüğünü ve bunu AKP’nin yöneticileri de söylediğinin altını çizen İlçe Başkanı Keskin, Eğitimi bir rant alanına çevirdiler. AKP eğitim konusunda kararları eğitim uzmanları ile almıyor. Çocukları okullarda bize oy verecek şekilde yetiştirelim diyen 4+4+4 uygulaması getirdiler. Laik ve bilimsel eğitim karşıtı politikalar yüzünden eğitim çöktü. Eğitim paralı hale geldi. Zenginlerin çocuklarını özel okullara, yoksullar da devlet okullarına gönderiyorlar. OECD ülkeleri içinde Çocukların Fırsat Eşitliğinde 35 ülke arasında 34. Sıradayız. 15 milyon öğrenci 571.000 derslikte ders görüyor. Derslik sayısı yetersiz. AKP “Uzaktan Eğitim”de kanada, Japonya, Kore, Fransa, İsviçre, Norveç gibi ülkeleri geride bıraktığımızı söylese de, en iyi iki ülkenin Çin ve biz olduğumuzu iddia ederek halkı kandırmaya çalışsa da gerçekler öyle değil. 21. yüzyılda ülkemizde 3 milyon 37 bin hanede internet, 759 bin 493 evde de televizyon olmadığı gerçeği ile yüzleştik ve çocuklarımız yoksulluk nedeniyle EBA sistemine geçildiğinde eğitim alamadılar… Bir öğrencimiz internete ulaşmak için çare ararken 4. kattan düşerek can verdi. 5 Temmuz’da okullar açılamadı. Çünkü COVİD şartlarında eğitimi sürdürebilmek için 57 bin 304 derslik ve 138 bin öğretmen eksiğimiz olduğu gerçeğiyle yüzleştik. Bütün bu altyapıyı sağlayacak olan Türk Telekom Lübnanlı Halili ailesine peşkeş çekildi. Karını yedi, alt yapıyı yapmadı, Türk bankalarından kullandırılan parayı da ödemedi. Bunu yapanlar da millete Müslümanlık dersi veriyor. TÜRKSAT ise ayrı bir arpalık oldu. Altyapı yok. KABLO TV altyapısı üzerinden ancak 24 ilimize geniş bant yayını ve internet erişimi var. Oralarda da her noktada yok. Dünya ülkelerinin; %13,2’si tam demokrasi; %32,2’si kusurlu demokrasi, %22,2’si melez rejim, %32,3’ü ise otoriter rejimlerle yönetiliyor. Türkiye Erdoğan’ın ailesi ile birlikte yönetimine dayanan melez rejim kapsamında ve 167 ülke arasında 110. sırada yer aldı. Dünya hukukun üstünlüğü endeksinde 113 ülke arasında 99, İktidar üstünde en az denetimin olduğu ülkeler kategorisinde 6. sırada yer aldı. Adil yargılanma ilkesini ihlalde Avrupa ülkeleri arasında ilk sıradayız. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresince açılan hakaret davası 26 iken, Tayyip Erdoğan’ın 17 bin 406, Gazeteciler haber yazamaz hale geldi. Türkiye Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 50.02 puanla 154. sırada, internet özgürlüğü endeksinde ise “özgür olmayan ülke” seviyesine indi. 13 bin 928 kadın cinayeti gerçekleşti. Kadına şiddet son 18 yılda yüzde 1400 arttı. Türkiye’de kadınlara yönelik cinsel taciz son 18 yılda yüzde 500 arttı. Türkiye, Küresel Cinsiyet Eşitliği’nde 144 ülke arasında 130. Çocuklara yönelik cinsel istismar 14 yılda yüzde 434 arttı. (TÜİK) verilerine göre geçen sene 16-17 yaş grubunda olan 17 bin 047 kız çocuğu evlendirildi. 15 yaşın altında 142 kız çocuğu doğum yaptı; 15-17 yaş arasında doğum yapan çocukların sayısı ise 9 bin 714. 18 yıllık akp iktidarında; Devlet parti devleti oldu, Ekonomi çöktü, Eğitim çöktü, Yargı siyasallaştı, Toplum kamplaştırıldı, Kadınlarımızı, çocuklarımızı koruyamıyoruz, Doğa talan edildi, “FETÖ” musibetinden ders alınmadı tarikatlar cemaatler cirit atıyor. İki bin selefi derneği silahlanmaya, iç savaş hazırlığına devem ediyor dedi.”

“OSB ile ilgili bazı adımlar atıldı, Yol ve altyapı ihaleleri yapıldı, Son derece memnun olduk”

“Vakfıkebir Tablosuna Baktığımızda; Vakfıkebir’de 2800 aile yardıma muhtaç, 1600 genç (18-24 yaş arası) işsiz olduğunu belirten Başkan Mehmet Keskin, Gençlerimiz moralsiz, çok sayıda gencimiz alkol ve madde bağımlısı oldu. Annelerinin, babalarının gözüne uyku girmiyor. En az yarısı çiftçi olan bu aileler geçinemiyor, bankalara ve tefecilere borçlandı. Ama biz bu annelere diyoruz ki “size çok güzel yüzme havuzu yapacağız.” Allah aşkına önceliğimiz bu mudur? Yaklaşık altı bin anneye sorsaydınız sizden yüzme havuzu isteyecek olan on anne çıkmazdı. Sizden çocuklarına iş isterlerdi iş! 1200 esnafımız salgın döneminde sahipsiz kaldı. Salgın döneminde Vakfıkebir esnafımız bankadan yüksek faizli para çekip senet ödüyor. Her üç esnaftan biri icralıktır. Kapanacak duruma geldi, utanıcından kapatmıyor. Bu salgın döneminde esnafımız büyükşehir ve Vakfıkebir Belediyemizi yanlarında göremediler. Büfelere, cafelere, berberlere, kahvehanelere, toplu taşıma yapanlara acilen yardım eli uzatılmalıydı. Stopaj, işgaliye ücreti vs alınmamalı kısmen kiralarına destek verilmeliydi… İlçemizin genel ve yerel yönetimine baktığımızda; Vakfıkebir Trabzon’un sahipsiz, gariban bir ilçesi durumundadır. Hizmetlere bakıldığında; sadece OSB ile ilgili bazı adımlar atıldı. Yol ve altyapı ihaleleri yapıldı. Son derece memnun olduk. Emeği geçenlere teşekkür ederiz. Ama umarız yine kaplumbağa hızı ile ilerlemez, yeni mazeretler öne sürülmez. Bir an önce tamamlanır. Genel anlamda bakıldığında belediyemiz AKP dönemlerinde hizmet açısından “düşük irtifa” dönemidir. Son yılların en başarısız dönemidir. En kötüsü ise mevcut durumu çok yeterli görmeleridir. Yani hedefler düşük, rutin işlerle yıllar geçip gidiyor… Ama borç büyüyor. Şimdi halkımız adına soruyoruz: halkımızın size yıllardır verdiği o güçlü desteğin karşılığı bu mu? Vakfıkebir bu kadarını mı hak ediyor? Biz diyoruz ki; Bu yapılanları büyük başarı görmek tarihi kökleri ile büyük bir ilçe olan Vakfıkebir’e haksızlıktır. Vakfıkebir’i yönetenler de büyük düşünmelidir. İlçemizin ekonomisini büyütecek, istihdam sağlayacak yatırımlara öncelik verilmelidir dedi.”

“Trabzon’un 2. Sumelası olan Pedromida Kilisesi turizme açılmalıdır”

Başkan Keskin, “CHP olarak biz yıllardır çözüm önerilerimizi halkımızla paylaşıyoruz. Buradan bir kez daha tekrarlayalım: İlçemizin ekonomisini büyütmemiz, istihdam yaratmamız için olmazsa olmazımız OSB, Fakülte, Liman, Çikolata Fabrikası ve sahil projesidir. Büyükliman Havzası’nın merkezindeki konumu, tarihi kökleri ve misyonu ile Fakülteyi hak ediyor. Merkezi ve yerel yöneticilerin bu konuda gerekli adımları atmalarını istiyoruz. İlçemiz coğrafik konumu ile Samsun’dan Hopa’ya kadar olan sahil kuşağında liman olma özelliğine en uygun konumdadır. Ülkemizde tarihin kendisine “büyükliman” unvanını yüklediği biricik ilçedir. AKP yöneticileri bunu iyi bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Bizim önerdiğimiz ve ısrarla dile getirdiğimiz çikolata fabrikası gençlerimize istihdam yaratacak, süt ve fındık üreticisinin ürününe değer katacaktır. Ama maalesef siyasi irade yıllardır bizi duymuyor. Çikolata Fabrikası için gerekli hammaddelerin (süt, fındık, tereyağı) hepsi ilçemizde var ama maalesef siyasi irade yok. Sahil ilçesi olmanın avantajından ilçemiz ekonomik olarak yararlanamıyor. Dünyaca ünlü Vakfıkebir ekmeğinin satışı yeterince yapılamıyor; bunun için sahil geçiş yolu üzerinde ekmeğimizin ve yöresel ürünlerimizin satışının yapılabileceği oturma, dinlenme, eğlenme ve yeme yerleri olan tesisler yapılmalıdır. Belediyemiz “yerelde kalkınma” kapsamında hedefler koyarak, belediye bünyesinde tarım birimi kurarak tarımsal üretimin desteklenmesi konusunda sorumluluk alarak projeler üretmelidir. Bu konuda CHP İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin ve diğer büyükşehir belediyelerinde çok başarılı çalışmaları model alınabilir. Trabzon’un 2. Sumelası olan Pedromida Kilisesi turizme açılmalıdır. Karadağ Yaylamız tesisler yapılarak yaz ve kış turizmine açılmalıdır. Yılan hikâyesine dönen kapalı pazaryerinin, altı otopark olacak şekilde bir an önce yapılarak pazarcı esnafımızın çilesine son verilmelidir. KYK Yurdunun üzerinde bulunduğu, öğrencilerin gece yürümekten korktuğu bakımsız, karanlık Eski Tonya Yolu bir kulvar şeklinde düzenlenerek, ışıklandırılarak ilçenin bir yürüyüş yolu haline getirilmesi öğrencilerimizin ve halkımızın isteğidir. Tarihi iskelemiz ilçemize yeniden kazandırılmalıdır. Kültür ve sanata önem verilmeli, çevre ilçelere de hitap edecek sinema ve tiyatro salonu yapılmalıdır. Şehirlerarası terminal ilçemize yakışır bir şekilde yapılmalıdır. Mahalle ve dolmuş durakları ilçemize yakışır bir şekilde düzenlenmelidir. Bütün bu sorunlar ancak ortak akılla çözülebilir. Diğer siyasi partiler, sendikalar, STK’lar, dernekler, odalar ve muhtarların karar aşamalarında görüş ve önerileri alınmalıdır. Bu karanlık tablolardan çıkışın yolu erken seçimdir. Biz hazırız. Ülkemiz için, ilçemiz için aydınlık günler dileklerimizle diyerek sözlerini tamamladı.”

Haber Kaynağı;Vakfıkebir Gazete

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.