Trabzon'un Beşikdüzü ilçesindeki organize sanayi bölgesinin 3. Etabı için Anbarlı Mahallesi'nde kamulaştırma kararına mahalle sakinleri tepki gösterdiler.Beşikdüzü Belediye Meydanında ellerinde dövizler ile toplanana mahalle halkı bu karardan vazgeçilmesini istedi.
Anbarlı Çevre Platformu adına basın açıklaması yapan Cemalettin Küçükyıldız,” Beşikdüzü OSB de 3. Etap için yapılacak kamulaştırmaya rızamız yoktur. Bu kamulaştırma bizi, evimizi, barkımızı toprağımızı, hatıralarımızı komşularımızı terk etmeye mecbur bırakan bir uygulamadır ve bizim buna rızamız yoktur, olmayacaktır. 2942 sayılı kamulaştırma kanununda 14. Maddede belirtilen dava etme hakkımızı kullanacağız. Bizler, kalkınmaya karşı değiliz, bizim karşı olduğumuz konu kör kalkınmadır. Kör kalkınmada gözler görmez, kulaklar duymaz. Kamulaştırma alanı içinde 5 hane var 2024 yılı içinde kamulaştırmanın bitirileceği söyleniyor. Bir gün kapıya dayanıp evinizin ederini, toprağınızın bedelini hesabınıza yatırdık, alın ve buraları terk edin, denildiğinde rızamız olmayacaktır. Tek evi ve arazisi kamulaştırma sınırı içerisinde olduğunda ‘ Kendi vatanımda topraksız kalacağım’ diyen bir mahalle sakini arkadaşımızın ifadesi içimizi acıtmıştır. Onların ifadesi ile de haykırıyoruz.
Kendi vatanımızda topraksız kalacağız. Buna da rızamız yoktur. Bugün burada toplanarak organize sanayi bölgesinin çevresel etkilerini ve olumsuzluklarını daha geniş bir perspektiften ele alarak kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlamaktayız.
Kamulaştırmaya konu olan parsel sayısı 51 olup bu parsellerin toplam alanı 184.350 metrekaredir. Bu 51 parselinde 33 adet tarla, 12 adet fındıklık, 1 adet ağaçlık ve 5 adet ev bulunmaktadır.
Bu alanın tamamı tarım ve yerleşim alanıdır. Organize sanayi bölgesinin inşası ve genişlemesi, yerel ekosistemlere ciddi zarar verebilir. Ormanlık alanların kesilmesi, habitat kaybına neden olabilir ve yerel fauna ve flora üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir.
Endüstriyel tesislerden çıkan kirletici gazlar, köyümüz ve çevresindeki hava kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu gazlar arasında karbondioksit, kükürt dioksit, azot oksitler ve partikül madde gibi zararlı bileşikler bulunabilir.
Organize sanayi bölgesindeki işletmelerin atık suları, yetersiz arıtma tesisleri veya kontrolsüz boşaltımlar sonucunda su kaynaklarını kirletebilir. Zehirli kimyasallar ve ağır metaller içeren atıklar, yeraltı suyunu ve akarsuları tehlikeye atabilir, su kaynaklarının kullanılamaz hale gelmesine yol açabilir.
Bilindiği üzere fabrikalar suyunu derin sondaj kuyuları açarak bulunduğu alandan temin etmektedir. Köyümüzün yer altı su kaynaklarının önemli bir lokasyonu olan bu bölgeden çekilecek sular köyümüzün tamamında kuraklık ve çölleşmeyi beraberinde getirecektir.
Organize sanayi bölgesindeki işletmelerin atıkları veya kimyasal sızıntıları gibi olaylar sonucunda topraklar kirlenebilir. Kimyasal atıkların toprağa sızması, tarım arazilerinin verimini düşürebilir ve yerel bitki örtüsünü yok edebilir.
Sanayi tesislerinden kaynaklanan gürültü, mahallemizdeki sakinliği ve huzuru bozabilir. Özellikle 24 saat kesintisiz çalışan tesisler, gece ve gündüz sürekli olarak yüksek düzeyde gürültüye sebep olabilir, bu da uyku düzenini bozabilir ve stres gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Organize sanayi bölgesinin inşası için yer açmak amacıyla beş adet ev,iki adet barınak ve tarım alanları (fındıklık, çaylık başta olmak üzere) istimlak edilmesi planlanmaktadır. Bu durum, köy halkının yaşam alanlarının ve geçim kaynaklarının tehlikeye girmesine neden olabilir.
Bütün bu zararlı etkilerin yanı sıra, organize sanayi bölgesinin mahallemizin iç bölgelerine kadar ilerlemesinin toplumsal ve ekonomik ciddi sorunları beraberinde getireceği açıktır. Bölge halkının tarım arazilerinin tahrip edileceği ekonomik zararlarının mahalle halkını olumsuz etkileyeceği dikkate alınmalıdır.
Anbarlı Mahallesi halkı olarak, çevrenin korunması ve toplumun refahının sağlanması adına organize sanayi bölgesinin kurulmasıyla ilgili karar sürecine dahil edilmeyi talep ediyoruz. Çevresel zararların en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınması, toplumun sağlığı ve doğal çevrenin korunması adına hayati öneme sahiptir.
Sonuç olarak atalarımızdan miras aldığımız, torunlarımıza emanet edecek olduğumuz bu verimli tarım ve orman arazilerinin bölge sakinlerini hiçe sayarak kamulaştırılmasına karşıyız.
Kamuoyunu bilgilendirme ve farkındalık oluşturma amacıyla bu basın açıklamasını yapıyor, tüm ilgili paydaşları konunun önemini anlamaya ve çözüm bulmaya çağırıyoruz” dedi