Trabzon’un Şalpazarı İlçesine bağlı Geyikli mahallesi sakinlerinden ve bir dönem İlçe esnaflığı da yapan küçükbaş hayvancılık sürü sahibi 1986 doğumlu Tarık Gülay ata dede baba mesleği olan ve kaybolmaya yüz tutan hayvancılığın Dünya genelinde olduğu gibi Yurdumuz da da ciddi ölümlere neden olmasın akabinde doğal yaşam merkezi olan yaylacılık mesleği cazip hale geldi. Trabzon Şalpazarı İlçesine bağlı bulunan mahalle sakinleri tarafından asırlar boyu küçükbaş sürü sahiplerinin yaylalara çıkış tarihleri İlçe Kaymakamlığı tarafından anonslara yaylacılara duyurulur.
Şalpazarı genç girişimci Tarık Gülay ata dede baba mesleği küçükbaş hayvancılığının coronavirus Covid-19’dan dolayı bu işe ağırlık verdiklerini hayat arkadaşı eşi, Annesi ve Babasıyla beraber yürüttüklerini belirten sürü sahibi Gülay Yurt genelinde başlatılan sokak kısıtlaması öncesinde Şalpazarı Tarım İlçe müdürlüğüne müracaat ederek sürü hareket izin belgesini almasının ardından sürülerinin Beşikdüzü İlçesinde kışlatmasın ardından doğup büyüdüğü Şalpazarı İlçesi Geyikli sınırlarında bulunan Karadenizin sahile en yakın ve en yüksek 2182 rakımlı yaylada mayıs ayının 15’ine kadar küçükbaş hayvanlarını otlattığını belirtti.
Gülay İlçe Kaymakamlığı tarafından otlak arazi mera olarak kullanılan yaylaya çıkış tarihlerinin belirlenmesi ardından küçükbaş Sürü sahibi Tarık Gülay Kazıkbeli Gavurdağı Yaylasına çıkacaklarını burada hayvanların kış mevsiminde dönüş zamanına kadar alacaklarını belirtti.
Coronavirus Covid-19 yaylayı Cazip Hale Getirdi;Yurdumuzda da Dünyada olduğu salgın olarak mücadele ettiğimiz Coronavirus Covid-19 nedeniyle peyderpey olarak alınan önlemlere istinaden son zamanlarda yaylacılık cazip hale gelmeye başladı. Nedeni ise Covid-19 hastalığından dolayı İlçe sakinleri yaylara çıkarak doğal ürünleriyle beslenme sağlayarak hastalık korkusu yaşamamak için adeta ilgisizlikten ölmeye yüz tutmaya başlayan yaylacılık hastalıklardan korunmak adına cazip hale geldi.
Şalpazarı Yaylacılarının Yayla Sevdası Başka Olur; Trabzon Şalpazarı İlçesinde asırlardan beri günümüze kadar yayla geleneği bir başka olur. Yaylaya gidecek olan küçük ve büyükbaş sürülerin sahipleri sürülerini adeta bir genç kız gelin olurcasına süslerler ve kendileri de yöresel ‘’Ağasar Kıyafetini’’ giyerek yöreye özgü sırt çantasını da sırtına taktıkları beyaz sepetlerle beraber yayla yoluna düşerler. Ulaşımın kolaylaştı daha eskisi gibi yürüyerek yaylaya gidişin azaldığı bu günlerde eski kültür gelenek Covid-19 hastalığından dolayı yaylacılığı cazip hale getirdi yine o eskisi gibi koyunlar süslenerek ve boya işareti vurularak süslenerek yaylanın yolu tutuluyor.
Artık Yaylacılar Sosyal Medyayla Yürüyorlar; Şalpazarı yaylacıların gelin gibi süsledikleri hayvanlarıyla beraber çan, kelek ve zil eşliğinde maniler söyleyerek yol aldıkları yayla yoluna şimdi ise sosyal medyadan canlı olarak yolcuklarını paylaşarak ilerledikleri kısımlarından canlı paylaşım sayfalarından kartpostal eşliğinde fotoğraf karesi paylaşarak akabinde de cep telefonu üzerinden Yöreye özgü müzikleri dinleyerek Yaylalara doğru ilerleyerek konaklayacakları obalarına çıkarlar.
Çeyiz Parası, Okul Parası Kazanılacak;Obalarına varan yaylacılar yaz boyu bu obalarında konaklayacaklar. Obalarında hayvanlarından elde ettikleri süt, Peynir yöreye özgü tereyağı gibi süt ürünlerini üreterek koyunlarının yünlerini satarak evlenecek olan genç kızların hayalindeki çeyizle alınacak, Okula gidecek olan Öğrencilerin harçlıkları çıkarılarak eksiklerin giderilmesi için para biriktirilecek kısacası ömür ve yaşam sürdüğü müddetçe umutların tükenmemesi için evde huzur bozulmaması için yaylacıların bir kısmı okulların açılma tarihi Eylül ayı bir kısmı da İl Valiliği tarafından belirlenen yayladan dönüş tarihine kadar obalarında kalacaklar. Ardından Güle oyna gittikleri huzurlu yolculuk bu sefer üzüntülü bir şekilde dönüşe geçilerek geri gelecek ve bir dahaki Yaylaya gitme hayali sürüp gidecek.