Meslektaşımız Tarafından Adıyaman & Kahramanmaraş Deprem Bölgesi İzlenimlerini Kaleme Almış

Meslektaşımız Tarafından Adıyaman & Kahramanmaraş Deprem Bölgesi İzlenimlerini Kaleme Almış
Trabzon Haber
Trabzon Haber
12 Şubat 2023 Pazar 13:11

Trabzonlu meslektaşım bir dönem Karadeniz Bölgesinde adından söz ettiren ve ekonomik krizlere dayanamayan İlkhaber gazetesi yazı işleri müdürü  olarak beraber çalıştığımız meslektaşımız Avni Özaslan tarafından kaleme alarak sosyal medya sayfasında yaptığı paylaşımı siz değerli okuyucularımız için yayınlıyoruz.

 Trabzon Yomra Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bıyık ile Adıyaman ve Kahramanmaraş'ta, afet bölgesin. Adıyaman'da görev yapan Yomra Belediyesi çalışanı arkadaşlarımızla bir gece geçirdik. Bölgede çalışan herkes can siperhane bir mücadele veriyor. İnsanlar, tuvalet ihtiyacını bile karşılamaktan yoksun olmasına rağmen asla gayreti bırakmıyor.

Bölge illerinde büyük bir yıkım söz konusu. Yıkılan sadece binalar değil, şehirlerin hayatı çökmüş. Milyonlarca insanın yaşadığı şehirler adeta boşalmış. Deprem illerinde şuan sadece gidecek yeri olmayanlar, enkazdaki cenazesine kavuşmayı bekleyenler, görevliler ve yağmacılar kalmış.

Bölgede ciddi şekilde yağma olayları yaşanmış. Tüm marketler yağmalanmış. Bu yağmaların ihtiyaca binaen değil, sürü psikolojisi ile gerçekleştirildiğini düşünüyorum. Bir başka yağma alanı ise enkazlar. Yıkılan evlerde doğal olarak insanların parası, altını vs olabiliyor. Yağmacılar çalışmalar sırasında enkazların başında bekliyor. Maddi değeri olan bir şey gördüğünde alıp kaçmaya çalışıyor. Yakalanırsa bölge halkı tarafından linç ediliyor. Enkazdan çıkan kadın cenazesinin kolundaki bileziği bile çalmaya çalışanlar var. Bu nedenle ilk andan itibaren ordunun sokağa çıkarılmasını gerektiğini ifade edenleri haklı buluyorum.

Vefat sayısının tahminlerin çok daha üzerinde olacağını düşünüyorum. Çünkü enkazlar cenaze dolu... Adıyaman'a ilk girdiğimizde hemen her enkazın üzerinde arama kurtarma çalışması yapıldığını görmek. Ancak bu o kadar kolay bir iş değil. Enkazlardan cihazlar ile sinyal alınıyor. Canlı insan varsa cihaz bunu anlayabiliyor. Ancak bir kişinin kurtarılması saatler sürüyor. Çünkü canlı insan tespit edilen enkazlarda iş makineleri çok sınırlı kullanılabiliyor.

Kurtarma çalışmaları AFAD koordinasyonunda yapılıyor. Bir çok ülkenin kurtarma ekipleri çalışma yapıyor. Ancak Türkiye Taşkömürü Kurumu işçileri bu alanda çok başarılı. Zira tünelleme yönteminde çok tecrübeliler. Bir enkazda canlı tespit edilirse, saatlerde sürse de tüneli açıp hastayı ordan almayı başarıyorlar. Koordinasyon sorunu var mı? Var. Ancak bence olmaması mümkün değil. Zira mahşeri kul koordine edemez. Bölgede mahşer günü yaşanmış.

Cenaze çıkarma çalışmaları ile başka bir detay. Cihazlar sinyal almıyorsa 'buradakiler ölü' deniliyor. Kurtarma ekipleri sinyal alınan enkazlara yoğunlaşıyor. İnsanlar cenazesini istediğinde makinelerle yavaş yavaş bu işlem yapılıyor ve cenaze aileye teslim ediliyor. Ancak bazı enkazlarda cenazeyi bile bekleyenler yok. Bunun iki sebebi var. Birincisi tüm ailenin enkaz altında kalması, ikincisi ise yaşanan şok. Bölge insanı travma geçirmiş. Çok ciddi bir şok söz konusu. Duygularını kaybetmişler. Ağlamıyorlar, konuşmuyorlar... Ben çok sayıda insanın ciddi şekilde akıl sağlığı sorunu yaşayacağını düşünüyorum.

Arama kurtarma timleri ilk gün bölgeye yeterince sevk edilmemiş. Enkazlardan saatlerce feryatlar yükselmiş. Sonraki günlerde ekip sayısı oldukça artmış. Kurtarma çalışmalarında kırsal geride kalmış. Daha çok şehir merkezlerine yoğunlaşmış. Bu arada enkazlardaki cenazelerde artık çürüme başlamış. Özetle tüm cenazelerin çıkarılması pek mümkün görünmüyor.

Bölgeye yapılan yardımlar ise ayrı bir konu. Yardımların artık mutlaka ihtiyaca binaen, tek bir koordinasyona yapılması lazım. Ne lazımsa o gönderilmeli. Mesela ben oralarda ciddi şekilde oduna ihtiyaç olduğunu gördüm. Çünkü özellikle geceleri çoban ateşi yakılarak ısınılıyor. Bazı ürünler bölgeye ihtiyaçtan fazla gönderilmiş. Örneğin biz Adıyaman'dayken ekmek fazlalığı olduğunu gördüm. TIRlarca ekmek gönderilmiş. Çoğu israf olacak. Aynı şekilde çok gereksiz kıyafetler bölgeye gönderilmiş. Kaldırımlar kıyafet dolu. Bu arada bölgeye gidip dağıtım yapacak olanların çadır kentlere gitmelerini öneriyorum.

İller çoğu insan tarafından terk edilmiş. Çünkü yıkılmayan binalarda da hasar var. Koca şehirlerin ekonomileri de çökmüş. Bölge illerinde AFAD çadırları var. Ancak ben bunları yeterli görmedim. Tam korunaklı değiller. Lakin bölgede bir hafta içinde konteyner kent kurmanın mümkün olmadığını da kabul etmek lazım. Ve şunu gördüm ki Türkiye'nin Kızılay diye bir kurumu yokmuş. Bölgede yoklar. Aynı şekilde AHBAP Derneği ni de görmedim. Lakin AHBAP yetkilileri topladıkları paralar ile konteyner kent kuracaklarını ifade ettiler. Kızılay da konteynır kent kuracak olabilir.

Bölgede şu an verilmesi gereken en güzel hizmet sıcak yemek dağıtımı. Bardakla çorba dağıtanlar bile çok dua alıyor. Bu nedenle aşhanelere, hayır kurumlarına büyük görevler düşüyor. Bölgede sıcak yemek dağıtımı yapan kurumlara maddi destek verilmesini kesinlikle öneriyorum. Bölge çok ciddi şekilde salgın hastalık var. Çöp toplama hizmeti verilmiyor. Artık bu alana yoğunlaşılması gerekiyor.

Ve dikkatimi en çok çeken konu. 99 depreminden sonra hazırlanan deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılan hiçbir bina yıkılmamış. Belki çatlamış, belki hasar görmüş ama yıkılmamış. Örneğin TOKİ konutları, örneğin kamu binaları... Adıyaman'daki koca AVM bile dimdik ayakta. Çünkü yönetmeliğe uygun yapılmış. Özetle tüm binaların deprem yönetmeliğine uygun olsa can kaybımız olmayacaktı. Türkiye artık şahıs binalarının da deprem yönetmeliğine uygun şekilde yapılmasının bir yolunu bulmalı. Demirden çalıp maliyeti azaltma hırsızlığımızın mutlaka önüne geçilmeli.

Bölgede yeni şehirler kurulacağını düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti kısa sürede bunu başarabilecek altyapıya sahip. Aynı bölgede aynı şiddetteki depreme dayanıklı konutlar yapmak mümkün. Bunun başarılacağından şüphem yok. Ayrıca bölge illerinin her yönü ile yeniden planlanması gerektiğini düşünüyorum. Göçen insanları geri getirecek projeler hayata geçirilmeli. Aksi halde büyükşehirler çok daha perişan olur.

Gelelim işin siyasi boyutuna. Bu dönemde siyasi eleştiri yapılmasını doğru değil. Ağlama yetisini dahi kaybetmiş insanlar üzerinden siyaset yapılmaz. Ancak Marmara depreminin hemen sonraki günü "Devlet çöktü" diye manset atanların, bugün en ufak eleştiride bulunan vatan haini ilan etmelerinde ahlaki bulmuyorum.

Allah'ın izni ile zamanla bu yaraları saracağız. Ölenlere Allah rahmet eylesin. Geride kalanlara sabırlar versin. Rabbim devletimizi ve milletimizi korusun.Değerli Meslektaşımız Avni kardeşimizn ağzına ve kalemine sağlık ben bu yazıyı okurken kendimi deprem bölgesinde  hissettim uzun ama güzel bir yazı olmuş.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.